Toplu Sms

İnce saçlar için modeller

İnce saçlar için modeller
İnce saçlardan kalın görünmesi için saç modelleri fikirleri veriyoruz ve salonumuzda uyguluyoruz. İnce telli saçlarınızdan hacimli saç stilleri oluşturuyoruz.Bir kaç standart kural ve saç kesim tekniği ile kolayca çözüme kavuşturuyoruz. Saç şekillendirme yöntemleri ile saçlarınızı dolgun gösterebileceğinizi biliyormuydunuz? En iyi çözümün bukleli saç modelleri olduğunu söyleyebilirim. Müşterilerimize önerdiğimiz saç modelleri arasında bukleli stiller, bob fakat uçları küt stiller, katmanlı kesimler ve derin saç renkleri sizin yardımcınız olacaktır. İpeksi saçlarda ise yumuşatılmış sivri uçlar ile saçlarınıza ahenk katarak hacimlendirme işlemi yapılmaktadır. İnce saçlarınızı daha kalın göstermekte oldukça başarılı bir işlemdir.


Bukleli Saç Modelleri

İnce saçlarınızı gevşek bukleler ile dolgun gösterebilirsiniz. Bukleli saçlar bu konuda en başarılı olandır.  Buklelerinizi oluştururken kalın olmasını tercih ediniz. Saç kesim tekniği olarak minimal şeklinde katlar olmasına dikkat ediniz.  Saçlarınızı kıvırma işlemine başlarken alt kısımlardan başlayınız. Çok sıcak ısıyı temas ettirmeyiniz. Saç maşasının sıcaklığı orta derece konumunda sabitlensin. Saç spreyi kullanarak oluşturmuş olduğunuz bukleleri hacimlendirme işlemi yapınız. Hatta bunun için özel hacim veren saç spreyleri bulunmaktadır. Bukleli saçlar her yüz şekline ve her türlü saç tipine uygundur. Eğer yüz şeklinize odaklanma açısından bir çabanız var ise kıvrık bir maşa kullanmayı tercih ediniz.

Bob saç modelleri

Bob saç modelleri
Boblarda kısa ve küt uçlar saçlarınızı dolgun gösterir. Minimal katlı olmasına özen gösterirken, saç kenarlarınızı derin kesimler ile saçlarınızı dolgunlaştırın. Saçlarınızın yumuşak görünümlü olması için saç serumu kullanın. Sağlıklı ve parlak bir saça sahip olduğunuzda saçlarınızı saç düzleştirici ile üstten arkaya doğru düzleştirin. Aşırı ısı da kullanmamaya özen gösterin. Saç uçlarınıza konik şeklinde içeriye dönük bir halde düzleştirme işlemi uygunlayın.

Düzleştirme işlemini yan taraflara gelince saç düzleştiriciyi yatay kullanın ve aşağı doğru çekin. Burada saç serumu kullanmak önemlidir.

Çünkü kullanmış olduğunuz saç düzleştirici ile saçlarınızı ısı temas edeceğinden, saçlarınızın yumuşak kalması, parlak görünmesi ve sağlıklı olması açısından 15 günde bir saçlarınızda serum kullanın.

2014 uzun saç modelleri

2013 uzun saç modelleri
Yeni sezon için 2014 uzun saç modelleri üzerinde duracağız. Herkes saçlarının parlak, hacimli ve yumuşacık olmasını ister. Bu birkaç bakım tekniği ile mümkündür. Fakat her şey bununla bitmemektedir. Saçlarınıza uygun ve sizi yansıtabilecek bir saç modeline ihtiyacınız vardır. 2014 sezonunda bukleli ve parlak saçlar, abiyelerde vintage denilen eski tip topuzlar ve düz saçlarda düzenlenen hacimli abiye stilleri ön planda görünmektedir.

Eğer sağlıklı saçlara sahip iseniz bukleli saçları mutlaka kullanmanızı öneririm. Uzun saçlarınızda iyi bir saç şekillendirme tekniği ile ahenkle dans eden hacimli buklelere sahip olmanız oldukça kolay.

Bukleli stiller hem şık hem de kullanışlıdır. Düğün ve yemek davetlerinize eski tip topuzlarla gidin. 80 li yıllara geri dönün. Çünkü ünlüler eskiye dönecek ve bu tip saçlar trend haline gelecek.

2014 bukleli saç modelleri

2013 bukleli saç modelleri
Yeni sezonda bu tarz rahat, gevşek stiller daha öne çıkmaktadır. Bukleli parlak saçlarınızla etrafınızdakileri etkileyeceksiniz. Mükemmel bukleler yumuşak saçlarda daha şık durmaktadır. Yeni sezonda dalgalı saç stilleri de kullanabilir ve oldukça modern bir görünüm kazanabilirsiniz.

Saçlarınıza dalgalar katarak onları hacimlendirin ve daha sonra bir bukle demiri ile yani saç maşası ile saçlarınıza bukleler kazandırın ve saç spreyi ile saçlarınızı sabitlerin.


Mükemmel bukleli saçlara sahip olmak için bigudi de kullanabilirsiniz.

Parlak saçlar için vitaminler

Parlak saçlar için vitaminler
Saç bakım kremlerinin ve şampuan markalarının çoğu ürünlerini kullandığınızda parlak saçlar vaat eder. Dışarıdan etkili bu ürünler belki saçlarınıza bir miktar parlaklık verebilir ancak kalıcı parlaklık ve sağlıklı saçlar için öncelikle beslenmenize dikkat etmeniz gerekiyor. Vücudunuz için gerekli vitamin ve mineralleri düzenli olarak aldığınız bir beslenme programıyla daha sağlıklı, az kırılan ve parlak saçlara sahip olabilirsiniz. Uzmanlar, saçlar için en önemli vitaminler arasında B kompleks vitaminlerini, A, C ve E vitaminini, selenyum mineralini ve omega yağ asitlerini gösteriyor.

B Vitaminleri

Metabolizmanın karbonhidrat ve proteinleri işlemesi için önemli olan B vitaminleri aynı zamanda saç sağlığında da anahtar bir rol oynamaktadır. Biotin ya da diğer adıyla H vitamini saç ve tırnak sağlığı için önemlidir ve saçlarla ilgili pek çok kozmetik üründe kullanılmaktadır. Vücudumuz bir miktar biotin üretebilmektedir ancak saçları olumsuz etkileyen boya, çevresel faktörler bu biotin miktarının besinler yoluyla takviye edilmesini gerektirebilir. Biotin ve diğer B kompleks vitaminleri bakımından zengin gıdalar arasında süt, yumurta, balık, baklagiller ve etler ilk sıralarda gelmektedir. Ayrıca fındık, kepekli tahıllar, karnabahar ve muzdan biotin alabilirsiniz.

Antioksidanlar

Saç derisindeki sorunlar saçların mat görünmesine neden olabilir. A, E ve C vitaminleri antioksidan etkisiyle, saç derisinin ve dolayısıyla saçların daha sağlıklı olmasına yardımcı olur. A vitamini saç derisini ve saçları yumuşatan, kırıklara karşı koruyan sebum üretimini sağlarken C vitamini kolajen üretimine destek olur. E vitamini ise selenyum minerali ile birlikte saçı ve cildi çevresel faktörlere karşı korur.

Omega Yağları

Parlak saçlar için vitaminler ne kadar önemliyse omega-3 ve omega-6 yağ asitleri de o kadar önemlidir. Özellikle balıkta bol miktarda bulunan omega yağ asitleri vücut tarafından üretilmediği için gıdalar yoluyla alınmalıdır. Bu önemli yağ asitlerini almak için Düzenli olarak balık yiyebilir ya da zeytinyağı tüketebilirsiniz.

Saçları hızlı uzatma

Saçları hızlı uzatma
Sonbahar ayında saç derisine temas eden rüzgar ve soğuk etkisi ile saçlarımızı yıkarken parmaklarımızın temas ettiği saç derisi sürtünmeden dolayı karıncalaşmaya başlar bu saçlarınızın geç uzamasını ve çabuk dökülmesine neden olur bu yüzden evde kendinizin hazırlayacağı bir saç maskesi veya dengeli beslenme ile sonbahar aylarında saçlarınıza zarar gelmesini engelleyebilirsiniz. Aşağıdaki ürünlerin saç dökülmesini engellediği ve saçları çabuk uzattığı konusunda bilimsel testler yapılmış ve olumlu sonuçlar alınmıştır.

- Amla yağı: Hindistan menşei olan Bektaşi üzümü denilen bir bitkidir. Türkiye de ise hazır amla yağları satılmaktadır. Amla kaynamasını parçaları tarafından hazırlanan bu yağ, saçların uzamasını hızlandırır. Saç dökülmesini yüksek derecede engeller. Değerli bir saç toniği olarak kabul edilir. Bu bir şampuan olarak kullanılabilir, taze amla suyu ve kireç suyu eşit miktarda karışımı saç büyümesini uyarır ve saç kaybını önler. İnce telli saçları kalınlaştırdığı da bilinmektedir.

- Marul: Saç kaybını önlemede yararlıdır. Marul ve ıspanak suyu karışımı, yarım litrelik bir ölçüde saçlarınızı duruladığınızda saçların uzamasında yardımcı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

- Havuç ve marul suyu: Havuç suyu, marul suyu ile birlikte içinde yonca suyundan bir karışım yapın. Haftada iki kez saçlarınıza uygulayın. Saçlarınızın hızlı uzaması için iyi bir çözümdür. – Saç limewater ve Ayrıca bu karışım saçların sağlamlığını pekiştirir.

- Taze sıkılmış limon suyu ve Hindistan cevizi yağı karışımını saçlarınıza uyguladığınızda gözle görülen bir saç dökülmesini engelleme etkisi olduğunu anlayacaksınız.

- Kına yaprağı kaynatılarak içerisine Hardal yağı karıştırılır. Bu karışım saçların sağlıklı bir şekilde hızlı uzamasına yardımcı olur.Hardal yağı 250 gram konserve havzasında kaynatılmalıdır. Kına yaprağı küçük bir miktar eklense yeterlidir. Yavaş yavaş kaynatılır. Daha sonra bir bez ile süzülür ve bir şişeye doldurulur. Elde ettiğimiz karışımı saç derisine masaj yaparak düzenli bir şekilde sürersek saç dökülmesini engellediği gibi az miktarda da olsa dökülen saçların tekrar çıkmasına da yardımcı olmaktadır.

- Hindistan cevizi sütü: Saçlara çok yararlıdır. Saç dökülmesini engeller. Saçların yumuşamasını sağlar. Saçların uzamasına da yardımcı olmaktadır.

- Hint yağı: Saçlara çok yararlıdır. Düzenli kullanıldığı takdirde saçların uzamasını hızlandırmaktadır

Sağlıklı Saçlar ve Saç Hastalıkları

Sağlıklı Saçlar ve Saç Hastalıkları
Saçlarımız, hatta cildimizin tüm hücreleri belirli frekanslarla dökülmektedir. Cildimizin hücreleri ortalama 28-45 günde bir dökülürken saçlarımızın döngüsü 4-6 yıldır. Ancak saçların döküldüğüne hemen her gün şahit olmaktayız. Çünkü dökülme evresine giren mutlaka 50-100 saç teli bulunmaktadır. Bu demektir ki günlük saç dökülme miktarı 50-100 saç teli için normal olarak kabul edilebilmektedir. Dökülen saçın yerini saç kökünün yeni ürettiği bir saç teli almaktadır.

Her gün kaç saç telinin döküleceği, kişinin toplam terminal saç sayısı, saçlarının yaşam döngüsünün ortalama süresi, genetik özelliklerimiz, metabolik özelliklerimiz ve yanı sıra, saçlarının maruz kaldığı fiziksel etkiler (şampuanlama, fırçalama) gibi faktörlere bağlıdır. Kopan ve kırılan saç telleri de dikkate alınmalıdır, çünkü bunlar görünürde dökülen saç sayısını arttırmaktadırlar. Aslında, döküldüğü sanılan saçların çoğu bazı sebeplerden ötürü kırılmış olan saç telleri olabilmektedir.

Bazen özellikle vücudun stres altındayken gösterdiği tepkiler dışında, saçlarda aşırı dökülme tariflenir. Bu durum kadınlarda erkeklere göre daha sık görülebilir veya kadınların saçlarına olan ilgisi yüzünden daha fazla göze çarpabilir.

Kadınlarda saç dökülmesi aylık periodları ile ilişkili olarak, adetten hemen önceki günlerde, menapoz  dönemlerinde, hamilelik bitiminden 4-6 ay sonrasında görülebilir. Bu tip hormonlara bağlı dökülmeler de fizyolojik sınırlar içindedir. Mevsim döngülerinde, ateşli hastalıklar sırasında, psikolojik stres durumlarında, tiroid (guatr) hastalıklarında, çeşitli ilaçların kullanımına bağlı olarak, demir eksikliğine veya vitamin ya da folik asit eksikliğine bağlı olan kansızlık durumlarında da saç dökülmesi görülebilir.

Özel bir dökülme tipi olan erkek tipi saç dökülmesi kadınlarda da görülebilir. Saçların genelinde bir dökülme olmadan sadece tepesinde görülen saçlarda seyrelme durumudur. Bu durumda kadın hastalıkları açısından tarama yapılır. Bazen “polikistik over” denilen kistik yumurtalık sorunu ile birliktelik gözlenebilir. Bazen de prolaktin (süt hormonu) ile ilişkilendirilir. Neticede hormonal bir hastalık söz konusu olması halinde bu tip saç dökülmesinden söz edilmektedir.

İnsanoğlu tarih boyunca saç dökülmesinin nedenlerini araştırmıştır. Saç dökülmesi hem erkeklerde, hem de kadınlarda görülebilir; ancak erkeklerde erkek tipi saç dökülmesi oranının yüksekliği saç dökülme problemi açısından daha fazla göze çarpmaktadır. 25 yaşındaki erkeklerin \%25’inin saçı biraz da olsa dökülmeye başlamıştır. Bu oran 50 yaşındaki erkekler arasında \%50’ye çıkar.

Fizyolojik saç dökülmesi

Bu tip saç dökülmesi genellikle geri dönüşümlüdür. Yeni doğan bebeklerin ilk birkaç gününde görülen ani saç dökülmesi veya hamile bir kadında doğumun sonrasındaki 4.aylarda görülen yaygın saç dökülmesi fizyolojiktir. Erişkinliğe doğru düz ön saç çizgisinin kaybolması da fizyolojik saç dökülmesi olarak kabul edilir, fakat bu saç dökülmesi geri dönüşümlü değildir.

Androgenetik saç dökülmesi (Erkek tipi saç dökülmesi)

Androgenetik saç dökülmesi tüm dünyada erkek ve kadınlarda en sık görülen saç dökülmesi tipidir. Androjenik saç dökülmesi veya kellik, ya da erkek tipi saç dökülmesi olarak da adlandırılır.

Çok eski tarihi belgelerden de anlaşıldığı üzere, androgenetik saç dökülmesi tarih boyunca insanoğlu için bir sorun olagelmiştir. Üstelik evrimsel kanıtlar androgenetik saç dökülmesinin insan ırkının tarihinden de eski bir sorun olduğunu ortaya koymaktadır.

Uzun yıllar boyunca androgenetik saç dökülmesinin cinsel gelişimle bağlantılı, ırsi bir sistemik hastalık olduğu düşünülmüştür. Nihayet günümüzde, genetik bilimindeki gelişmeler ve erkeklik hormonlarının kimyası hakkındaki bilgilerin artması sayesinde androgenetik saç dökülmesinin temelinde erkeklik hormonlarının genetik olarak hassas kişiler üzerinde yaptığı etkilerin olduğu çok net olarak bilinmektedir.

“Erkek tipi saç dökülmesi” olarak adlandırılsa da, androgenetik saç dökülmesi kadınları da etkileyebilir ve bu, kadınlarda da en sık görülen saç dökülmesi tipidir. Sebepleri ve mekanizmaları aynı olsa da, kadınlardaki androgenetik saç dökülmesi bazı yönleriyle erkeklerdeki androgenetik saç dökülmesinden farklıdır.
Kadınlarda saç dökülmesi erkeklerdekinden daha geç başlar. Erkeklerde yaş ilerledikçe androgenetik saç dökülmesinin görülme sıklığı artarken, kadınlarda böyle bir artış gözlenmez.
Kadınlardaki saç dökülmesi geniş alanları etkiler ve saçlı derinin hemen hemen bütünündeki saç yoğunluğu azalır. Erkeklerde ise çoğunlukla arka ve yanlardaki saçlar korunur, buna karşılık önleri ve tepe bölgeleri açılır.
Kadınlarda çoğunlukla ön saç çizgisi korunur. Erkeklerde ise ergenliğin başlamasıyla birlikte ön saç çizgisinin gerilemesi karakteristiktir. Bu, kadınlarda erkeklerdekinin yarısı kadar 5-alfa redüktaz enziminin bulunmasıyla açıklanabilir. Aynı zamanda kadınların ön saç çizgisi bölgesinde aromataz adlı enzim daha yüksek miktarda bulunmaktadır. Aromataz dihidrotestosteronu başlıca kadınlık hormonu olan östrojene çevirir ve böylece o bölgede güçlü dihidrotestosteron hormonu azalmış olur. Öte yandan östrojenler androjenlerle rekabet ederek, onların saç kökleri üzerindeki etkilerini azaltabilmektedirler.

Kadınlardaki saç sökülmesinin tedavisi

Daha sık şekilde “modelli” bir tipe (arka kısım ve yanların kaldığı saç dökülmesi) sahip olan erkeklerin aksine kadınlarda genellikle daha yaygın bir seyrelme (genel olarak daha az saç bulunması) görülür. Tablo erkeklerdekinden çok farklıdır ve saç dökülmesi yaşayan kadınlar için yapılması gerekenler hem tanıda hem de tedavide önemli düzeyde uzmanlık gerektirir.

Kadınların ön saç çizgisi genellikle olduğu gibi kalırken erkekler karakteristik olarak kafa derilerinin ön kısmından, başlangıçtan itibaren önemli miktarda saç kaybederler. Kadınlarda saç kaybı çoğunlukla oldukça yavaştır ve gebelik sırasında ve menopozda hızı artar.

Erkeklerdekine kıyasla daha büyük bir sıklıkla periyodiktir, kendilerini geri çeviren mevsimsel değişiklikler gösterir ve hormonal değişikliklerden, tıbbi koşullardan ve dış faktörlerden daha kolay şekilde etkilenir. Bu nedenle tiroid fonksiyon testleri ve hormon tetkikleri ile bu durum incelenmelidir.

Hastanın saç ve kafa derisi karakteristiklerinin nakil için uygun olması durumunda kadınlardaki androgenetik saç dökülmesinde saç nakli sıklıkla tercih edilecek tedavidir ve zaman zaman androgenetik saç dökülmesinin cerrahi olmayan tedavisi için Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylanmış olan minoksidille kombine edilebilir.
Saç dökülmesinin tıbbi tedavileri büyük ölçüde erkeklerde görülen androgenetik saç dökülmesine yöneliktir


Alopesi Areata (Saçkıran) nedir?

Saç kıran olarak da bilinen alopesi areata en çok her iki cinsten genç ve orta yaşlı erişkinlerde görülür. Çoğu vaka kendiliğinden iyileşir; yani gelip geçicidir ve özel bir tedavi gerektirmez. Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de, bu saç dökülmesinden, yalnızca saçları etkileyen bir otoimmün süreç sorumlu tutulmaktadır. Bu süreçte stres de önemli bir rol üstlenmiştir. Hastalarda genellikle madeni para büyüklüğünde, yani 2.5 santimetre çapında bir veya daha fazla dairesel alanda saç dökülmesi görülür. İlerlemeye meyilli veya uzun süreli olgularda kortizon tedavisi önerilmektedir. Bu tedavi saçsız olan alan sulandırılmış kortizonun lokal enjeksiyonu veya mezoterapi tekniği ile prokain enjeksiyonları, ya da kalçadan enjeksiyonlar şeklinde olabilmektedir.

Kişiye bağlı saç dökülmesi

Bilinçli veya bilinçsiz olarak, kişinin kendi saçına verdiği zarar bazen saç dökülmesine neden olabilir.
Bu saç dökülmesi iki şekilde gerçekleşebilir:

Trikotillomani: Bu tip saç dökülmesi daha çok çocukluk çağında görülür. Kız çocuklarda, erkek çocuklara göre daha yaygındır. Trikotillomani sürekli saçlarıyla oynayan veya saçlarını çekiştiren kişilerde görülür. Bu da bu rahatsızlığın psikolojik bir temeli olduğunu düşündürmektedir.

Traksiyon kelliği: Bu tip saç dökülmesine, bazı saç modellerinin veya saça tespit edilen saç sistemlerinin saç tellerine uyguladığı sürekli çekme ve germe kuvvetleri neden olmaktadır.

Saçlarınız Işıl Işıl Olacak


Saçlarınız Işıl Işıl Olacak
Süt ve yumurta saçlarınızın parlamasını sağlamak ile birlikte aynı zamanda besleyecektir. 
- 3 yumurta sarısı

-Bir kaç damla zeytinyağı
 
-Biraz şeker

Yumurtaların sarılarını ayırın ve zeytinyağı ile şekeri ekleyip iyice karıştırın. Öncelikle saçlarınızı süt ile ıslatın, tarayarak her bölümünün ıslandığından emin olun. 5 dakika bekleyip, saçlarınızı durulayın. İkinci kısımda yumurta karışımını kullanın. Bu karışımı saçlarınıza masaj yaparak uygulayın. 10 dakika saçınızda bekletin. Soğuk su ile saçlarınızı durulayın. Çünkü sıcak su saçlarınızın elektriklenmesine neden olur. Yumurta ve zeytinyağı kokusuna dayanamayanlardansanız, parfüm kullanarak kokuyu en aza indirebilirsiniz.

Saçlarımızın Acımasız Düşmanı

Saçlarımızın Acımasız Düşmanı
Yediklerimiz, stres, mevsimsel değişimler derken kepek dönem dönem başımızın belası olabiliyor. Aslında kepek vücudumuzun normal seyrinde gerçekleşen saçların dibindeki derinin ölü hücresini yenilemesi sonucu oluşan doğal bir durumdur. Ama görünürlüğü arttığında ya da kaşıntı ve kızarıklık oluşturduğunda bir sorun teşkil ettiğinin haberini veriyor olabilir.

Yediklerimiz, stres, mevsimsel değişimler derken kepek dönem dönem başımızın belası olabiliyor. Aslında kepek vücudumuzun normal seyrinde gerçekleşen saçların dibindeki derinin ölü hücresini yenilemesi sonucu oluşan doğal bir durumdur.

Ama görünürlüğü arttığında ya da kaşıntı ve kızarıklık oluşturduğunda bir sorun teşkil ettiğinin haberini veriyor olabilir.

İşte sebepleri... 

-Hormonal değişiklikler,

-Sağlık sorunları,

-Alerji,

-Yorgunluk,

-Duygusal değişimler,

-Dengesiz beslenme gibi..

Ancak dış müdahaleler de kepek sorununa neden olabilir;

-Saç boyaları ve saç spreyleri,

-Hava değişimi,

-Saçın durulanmadan kalması,

-Seyrek yıkanması gibi.

Ne yapmalı? 

Kepek deri kuruluğundan öte bir rahatsızlıktır, aksine yağlı ciltlerde daha çok ortaya çıkar ve bu sorunu direkt yok edemezken, kontrol altına almak mümkündür. Birçok markanın kepek giderici saç şampuanları bulunmakta; genelde kömür, katran, çinko, kükürt içerikli şampuanları tercih etmenizi tavsiye edebiliriz.

Eğer kepek probleminiz sizi çok rahatsız ediyorsa yada saç deriniz çok sık soyuluyor ve iri iri deriler dökülüyorsa doktora görünmeli ve kendinize uygun ilacı kullanmalısınız.

Doğal yöntemler de yok değil; sarımsak, kekik, elma sirkesi, ısırgan otu, soğan püre veya suları kepeğe karşı sıkça önerilen tedavilerdir.

Kuvvetli ve sert tarama, zorlama, oluşmuş kepeği ayıklamaya çalışma ve deriyi yolma kepeği arttırıcı etkenlerdir.

Saçlarınızı bu tarifle güçlendirin

Saçlarınızı bu tarifle güçlendirin
Suna Dumankaya, saçlarınız için evde kolayca hazırlayabileceğiniz maske tarifleri verdi.Doktorum programına katılan Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya evde kolayca hazırlayabileceğiniz saçlarınızı güçlendirecek 2 maske tarifi verdi…

1. Maske Tarifi
Malzemeler:

- 2 çorba kaşığı kefir
- 1 çorba kaşığı deniz tuzu
 
Yapılışı:
Malzemeleri koyduktan sonra iyice karıştırın. Daha sonra saç diplerine uygulayın.
 
2. Maske tarifi:
Malzemeler:
- Havuç suyu
- Limon suyu
 
Yapılışı:
Havuç suyu ve limon suyunu eşit miktarda ayarlayıp saç diplerinize uygulayın

Saçlarınıza Şekil ve Stil Vermenin 13 Sırrı

Saçlarınıza Şekil ve Stil Vermenin 13 Sırrı
Bütün kadınlar, sağlıklı, parlak ve kolay şekil verebilecekleri saçlara sahip olmak isterler. Saçlarınızın daha parlak ve sağlıklı olması için,onlara gerekli bakımları uygulamanız gerekir. Bunun dışında, saçlarınıza istediğiniz şekli ve stili verebilmenin bazı yolları vardır. 
Harika saç stilistlerinden öğrendiğimiz 13 saç sırrını sizler için derledik. İşte, saçlarınıza kolayca şekil verebilmeniz için, saç stilistlerinin sırları:

Sır#1-Saçlarınızı her gün yıkayabilirsiniz

Günümüzde şampuanlar günlük kullanım için yeterince hassaslar. Saçlarınıza verdiğiniz zararın çoğu saç kurutma makineleri, saç düzleştiricileri ve saç maşaları yüzünden ortaya çıkıyor. Bu yüzden eğer saçlarınız çok yağlıysa, hiç tereddüt etmeden, saçlarınızı her gün yıkayabilirsiniz. Sadece saçlarınızı kendiliğinden kurumaya bırakın ya da vaktiniz yoksa bu tür saç kurutuma ve şekillendirme gereçlerini aşırı kullanmamaya çalışın.

Sır#2-Kirli saçları şekillendirmek daha kolaydır

Kuaförler ve saç stilistleri topuz yapacağınız günün sabahında saçlarınızı yıkamamanızı öneriyorlar. Ve topuzunuz yapılırken saçınıza kuru şampuan sıktıklarında şaşırmayın. Bu ikisi topuz için mükemmel bir doku oluşturur. Topuzunuzu kendiniz yapacaksanız, bunları aklınızda bulundurmanız faydalı olacaktır. Eğer saçlarınızı yıkadıktan sonra topuz yapmaya karar verdiyseniz, kuru şampuanın saçlarınıza verdiği dokuyu yakalamak için bebek pudrası kullanabilirsiniz.

Sır#3- Saçlarınızı bigudilerle dalgalandırın

Saç stilistleri saçları dalgalı yapmanın en basit ve kolay yolunun bu olduğunu düşünüyorlar. Önce saçlarınıza saç spreyi sıkın. Sonra istediğiniz saç dalgalarının boyutuna göre saçlarınızı bigudilere dolayıp, saç kurutma makinesiyle biraz kurulayın. Sonuçtan memnun kalacaksınız.

Sır#4- Seksi, dağınık, “denizden yeni çıktım” saçları mı istiyorsunuz?

Bunun için permaya ihtiyacınız yok, yalnızca saçlarınıza deniz tuzlu saç spreyi uygulamanız yeterli olacaktır. Sonra saçlarınızı kendiliğinden kurumaya bırakın. Bu tür ürünleri piyasada bulabileceğiniz gibi kendiniz de saç spreyinizin içine biraz deniz tuzu karıştırabilirsiniz. Her saç kendiliğinden biraz da olsa dalgalı olduğu için, deniz tuzu saçınızı sertleştirerek doğal dalgalarınıza güç verecektir.

Sır#5- Hemen fırçanıza uzanmayın

Saçlarınızı kurutma makinesiyle kuruturken buklelerinizi ellerinizle ayırın. Saçlarınızın, \%80’i kuruduktan sonra saçlarınızı fırçalayın. Islak ya da nemli saçlarınızı fırçalamadan önce, parmaklarınızın saçlarınızın arasından kayıp gittiğini görmelisiniz.

Sır#6- Kâküller seksidir, yalnızca size uygun olan kakülü bulmanız gerekir

Kalın ve keskin olmayan ya da yana taranmış kaküllerin görünümü çok güzeldir. Fakat ince, tutam tutam ve hepsi aynı boyda olan kaküllerden uzak durun. Bunlar suratınızın köşeli görünmesine sebep olacaktır ve modaları geçmiştir. Bu aralar uzun, dalgalı katmanları olan ve keskin olmayan kaküller herkes tarafından oldukça çekici bulunuyor. Özellikle de parıltılı saç tonlarıyla. Kalın kaküllere hazır değilseniz, uzun katmanları olan yana taranmış kakülleri deneyebilirsiniz. Kaküllerinizin katmanlı olması hem yüzünüzün fazla köşeli görünmesini engeller, hem de kaküllerden sıkıldığınızda kolayca eski stilinize geri dönebilirsiniz. Yine de demode görünmemek için kaküllerinizin kaşlarınıza değecek kadar uzun olmasına özen gösterin.

Sır#7- Saçlarınızı sarıya ya da kızıla çevirebilirsiniz

Bazı cilt türleri, bazı renklerle mükemmel gider. Zeytin tenli kadınların çoğu (Jennifer Lopez ve Linda Evangelista gibi) saçlarında her rengi deneyebilirler: Sarı, siyah, esmer, hatta kırmızı. Ancak teni daha pembemsi olan kadınların bu konuda işi daha zordur ve aşırıya kaçmamaları gerekir. Yine de ister inanın, ister inanmayın, pembe cilt kırmızı ve kızılla harika görünür. Sarışın olmaya gelince, eğer çocukken yazları saçlarınız sarımsı bir ton alıyorduysa, öyleyse yetişkin olarak da sarışın olmak için harika bir adaysınız demektir. Fakat yinelemek isteriz ki, siyah ya da kahverengi saçları olan zeytin tonuna sahip kadınlar da sarı saçla mükemmel görünebilir. Sizin için uygun saç rengini bulmak için bir saç stilistiyle görüşün.

Sır#8- Uzun ve alelade saçlı olmayın

Neden bahsettiğimizi anladınız: Saçlar biraz fazla uzamış, herhangi bir stili yok, yani alelade. Bu saç stili dünyaya şöyle görünmenizi sağlar: “Ben bakımsızım ve düzenli olarak kuaföre gidemem.” Eğer insanlar üzerinde bir etki yaratmak ve harika görünmek istemiyorsanız sorun yok. Fakat bu saç stilinin hiç de seksi olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Birkaç dalga attırın, kakül kestirin, aralara renk attırın. Ya da en iyisi hemen bir kuaföre gidin!

Sır#9- Parçalı saçların sırrını size veriyoruz

Nasıl bir saç stili istediğinizi biliyorsunuz. Dalgaların parça parça döküldüğü uzun dalgalı saçlar. Bazı saç stilistleri bunun yalnızca kesimle ilgili olduğu konusunda yemin ediyorlar. Ancak bunun yanı sıra doğru ürünle mükemmel parçalı saçlarınıza kavuşabilirsiniz. Bunun için uzun katmanlara ihtiyacınız var. Ancak tek bir katman yeterli değildir. Kuaförünüz saçlarınızın kalınlığını hafifletmek için saçlarınıza doku kazandırmak isteyecektir. Bu saçlarınızdaki yükü azaltacak ve ona gereken gövdeyi verecektir. Bu doku kazandırma işlemi saçlarınızadaki kalınlığın köklerde yoğunlaşmasını ve saçlarınızın seksi ve yumuşak dalgalar halinde dökülmesini sağlayacaktır. Ancak mükemmel kesimden sonra, mükemmel ürünü bulmanız çok önemli. Güzel bir briyantinle parçalı dalgalarınızın harika bir görünüm kazanmasını sağlayabilirsiniz.

Sır#10- Topuzlar güzeldir, ancak topuzunuzun gevşek olduğundan emin olun

Topuzlar yalnızca okul baloları ya da resmi buluşmalar için değildir. Gevşek ve rahat bir topuz görünümünüzü toparlamak için çok hızlı bir yoldur. Bunun için yalnızca parmaklarınızla saçlarınızı alçak ve dağınık bir şekilde toplayıp, saç tokalarıyla istediğiniz biçimde sabitlemeniz yeterli olacaktır. Ve lütfen balerin topuzlarını dansçılara bırakın.

Sır#11- Yıpranmış uçlara geçici çözüm

Kötü yıpranmış saç uçlarınız için keratin serumu öneriyorlar. Keratin serumunu kuru saç uçlarınıza yedirin ve saçlarınızı kurutma makinesiyle kurutarak kabartın. Saçlarınızı kestiremediğiniz ve acil yardıma ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda başvurabileceğiniz pratik bir yöntem olarak bu tekniğin faydalarını göreceksiniz.

Sır#12- Saç rengi rötuşları için çok beklemeyin

Saç rengi rötuşlarınızı düzenli olarak yaptırırsanız (yaklaşık olarak her 28 günde bir) saçlarınızı gereksiz zarardan korumuş olursunuz. Çok beklemeyin dememizin sebebi, kuaförünüzün saç renginiz solduğu için tüm kafanızı boyamak zorunda olmamasıdır. Bunun yerine evde bulunduracağınız malzemelerle saç köklerinizi kendiniz boyayabilirsiniz. Piyasadaki kök boyama takımları bulunuyor fakat normal bir saç boyama takımı da aynı işlevi yerine getirecektir. Mükemmel renk uyumu için endişelenmenize gerek yok, çünkü muhtemelen aradaki farkı kimse anlamayacaktır.

Sır#13- Parlak saçlar illa ki genetik değildir

Saç stilistleri birkaç damla parlaklık serumuyla mükemmel parlak saçlara kavuşabileceğinizi söylüyorlar. Farklı markaların değişik ürünlerini piyasada bulabilirsiniz.

Sağlıklı Saçlara Sahip Olmak

Sağlıklı Saçlara Sahip Olmak
Kim sağlıklı, yumuşak, parlak ve dokunulası saçlara sahip olmak istemez ki? İşte size sağlıklı saçlara sahip olmanın sırları!
Çatallaşan saç uçlarınızdan kurtulun

Bu küçük çatalları kesmek saçınızda gerçekten de büyük değişime neden olacaktır. Saç uçlarınızı ayda 1 aldırarak, hem çatallaşan ve kırılan saç uçlarından kurtulur hem de daha düzgün görünen, daha sağlıklı uzayan saçlara sahip olursunuz.
Buklelerinizi koruyun

Saçınızı fönle kurutmak, düzleştiricilerle düzleştirmek, maşa ve kıvırıcılarla kıvırmak gerçekten de çok zarar verici işlemlerdir. Saçlarınızı hem kuruturlar, hem de yıpratırlar. Aynı zamanda da kırıklara ve çatallaşmış saç uçlarına sahip olmanıza neden olurlar! Saçlarınızı bu şekillendiricilerle şekillendirmeniz gerektiğinde, saçlarınızda mutlaka ısıya karşı koruyucu ürünler kullanın.
Durulanmayan krem kullanın

Bunlar gerçekten de saçınız için mükemmel ürünlerdir. Saçlarınızı hem yumuşatır, hem nemlendirir hem de kaybettiği vitamin ve besinleri geri almasını sağlarlar.
Şampuan ve saç kremi

Saçlarınız zamanla sürekli kullandığınız şampuan ve kreme alışır. Bu nedenle, arada bir, kullandığınız ürünleri değiştirmeniz saçınız için faydalı olacaktır.
Sıcaklık

Soğuk suyun her şeyi iyileştirdiğini unutmayın! Her ne kadar sıcak su ile banyo yapmak çok rahatlatıcı da olsa, saçınız için hiç de sağlıklı değildir. Ilık ya da sıcak su saçınızın nemini alır ve saçlarınızı kurutur. Bu nedenle ideali, sıcak ya da oda sıcaklığında suyla yıkanmak ve saç kremine geçince ise soğuk su kullanmaktır.
Lastik saç tokalarından uzak durun

Her ne kadar saç tokaları hayatımızı kurtarıyor da olsa saçlarınıza zarar verirler. Bu nedenle saç tokalarını mümkün olduğunca az kullanın ve bunun yerine bantlar ya da tel tokalar kullanın.
Bakım yapın

Saçlarınıza zeytinyağı sürün ve bu, gece boyunca saçınızda kalsın. Zeytinyağı, saçınız için son derece faydalıdır. Saçınızın nemini geri kazanmasını sağlar.

Saç Renginizi Doğal Yollarla Açın

Saç Renginizi Doğal Yollarla Açın
Limon : Doğal saç rengi açıcıları arasında en çok bilinen limondur. Bir saç spreyi şişesinin dörtte birini taze sıkılmış limon suyuyla ve şişenin geri kalanını da suyla doldurun. Bu karışımı kafa deriniz ıslanmayacak kadar saçlarınıza uygulayın. 30 dakikasını dışarıda, güneş ışığında geçirerek limonlu suyu 2 saat saçınızda tutun. Derinizin kabarmasına neden olacağından limonlu su derinize temas etmişken güneş ışığına çıkmamaya gayret edin. Saçlarınızın kurumasına sebep olacağı için karışımı kullanmadan önce ve kullandıktan sonra saçlarınızı kremlemeyi unutmayın.

Zeytin yağı

Zeytin yağının mükemmel bir saç besleyicisi olduğunu duymuş olabilirsiniz, ancak çoğumuz bu doğal malzemenin saç rengini açmak için de kullanıldığından habersiziz. Bol miktarda zeytin yağı sürdükten sonra saçınızı güzelce tarayın. Bu şekilde bir saat güneşte durduktan sonra saçınızı durulayın. Saçınıza doğal bir ışıldama katmanızın yanı sıra, onları nemlendirdiğinizi de fark edeceksiniz.

Papatya çayı

İster inanın ister inanmayın, fakat papatya çayı sayesinde bu yaz esmer bayanlar da doğal altın saçlara sahip olacaklar. Aktardan alabileceğiniz bir miktar papatyayı bir çaydanlıkta kaynatın ve soğumaya bırakın. Saçınızı her zamanki gibi yıkayıp, kremledikten sonra, papatya çayını saçlarınıza uygulayın. Dışarıya çıkıp çayla ıslattığınız saçlarınızı güneşte 30-60 dakika kurutun. Saçlarınız istediğiniz doğal altın güzelliğine kavuşana kadar aynı işlemi her iki günde bir tekrarlayın.

Bal

Çok yapışkan olmasına rağmen saçlarınıza uyguladığınız bal gerçekten de saçlarınızın renginin açılmasını sağlar. Balı nemli saçınıza doğrudan uygulayabilir ve saçlarınızın iki saat bu şekilde kalmasını sağlayabilir ya da bir saç spreyi şişesinde bal, limon ve suyu karıştırıp, bir saat boyunca güneşte durabilirsiniz. Saçlarınızı baldan tamamen arındırmak için birkaç kez yıkamak zorunda kalabilirsiniz, ancak bu yöntem saçlarınıza dolgunluk ve ışıltı verecektir.

Bira

Açık renkli bira, saçınıza doğal güneş parıltısı vermek için harika bir seçimdir. Altılı paket bira alın ve bunları bir kaba doldurun. Saçınızı kapta tamamen ıslatıp hemen güneş ışığına çıkın. Bira sihrinin ortaya çıkması için güneşte rahatlarken diğer iki birayı içebilirsiniz. Bir saat sonra saçlarınızı soğuk suyla durulayın. Saçınıza nemlendirici/besleyici krem sürün ve şekil verin. Bu işlemi haftada iki ya da üç kez tekrarlayın.kadinca.net

Yukarıda bahsettiğimiz basit yöntemlerden herhangi birisi ile saç renginizi doğal yollardan açabilirsiniz. Böylece saç rengini açmak için güzellik merkezlerinde kullanılan ürünlerin saçlarınızı yıpratmasını engellemiş olmakla kalmayıp, aynı zamanda da tasarruf etmiş olursunuz.

Yüz şekline göre saç kesimi

Yüz şekline göre saç kesimi
Hangi saç tipini beğendiğinizden daha önemli olan, hangi saçın size daha çok yakışacağıdır. Bu sebeple, yüz şeklinize uygun bir saç kesimine sahip olmanız oldukça önemlidir. Yuvarlak yüzler hacimli saçlar ile ovalleşmeli
Yuvarlak yüzlere sahip olanlar, yüzlerini ovalleştirecek saç kesimini tercih etmelidir.

Yuvarlak yüzler için başın üstünde hacimlenen saçları öneriyor. Bu anlamda asimetrik saç kesimi, yüzü oval göstermek konusunda yardımcı olacaktır. Hacimli saçlar için bakım yapmayı da unutmamalı.
 
Yuvarlak yüzü olanların saç uzunluğu omuz hizasında olmalıdır. Ancak saçınız kısaysa da üzülmeyin, çene hattından aşağıya doğru katlarla kestirerek yuvarlak yüzünüz için ideal bir saç elde edebilirsiniz. Böylece saçlarınız genişler ve yeleler yüzünüzün daha ince görünmesini sağlar. Ayrıca uzun akıcı bukleler ve dalgalı saçlar da mükemmel bir görünüm verecektir. Uzmanlar, kulak yüksekliğinde bir at kuyruğu yapmanın da yüzün oval görünmesine yardımcı olabileceğinin altını çiziyor. Bunun için saçlarınızı ikiye ayırarak geriye doğru yapıştırın ve kulağın üzerinde bir mesafede at kuyruğu yapın.
 
Oval yüzlere yumuşak dalgalar
İşte şanslılar grubu! Oval bir yüze sahipseniz, sizin için şanslı demek doğru olacaktır. İster spor, ister klasik, ister modern, her türlü modeli kullanabilirsiniz. Kısa, uzun, düz, dalgalı, kıvırcık, bağlı veya açık…. Ancak en mükemmel hangisi derseniz? Omuz boyunda uzunluk, saçı ortadan ayırarak yumuşak dalgalar oluşturmak ve bunların büyük dalgalar olmasını sağlamak, oldukça romantik bir etki yaratacaktır. Dalgaların kalıcı olması için de bukle belirginleştirici spreyleri kullanılabilir. Ayrıca omuzun biraz yukarısında kesilmiş saçları içe ve dışa doğru karışık tarzda şekillendirmek de muhteşem görünmenizi sağlayacaktır.
 
Kare yüzler kıvırcık saçları tercih etmeli
Kare yüze ve uzun saçlara sahipseniz, saçlarınızı su gibi aşağıya doğru akıtın. Hafif dalgalar da yüzünüzü ince gösterecektir. Çene hattından aşağıda duran uzun saçlar yüzünüzü incelterek kare görüntüden kurtulmanızı sağlar. Uzmanların kısa saçlı kare yüzlülere önerisi ise, biraz hileli davranmak! Kıvırcık saç veya dalgalı saç kullanın ve tam çene kemiğinde kesimi bitirin. Eğer saçlarınız kendi yapısında kıvırcık ya da dalgalı değilse de üzülmeyin,  saç köpükleri ile saçlarınızı kolayca bu forma sokabilirsiniz.
 
Saçlarınız uzunsa da omuzlara kadar düzleştirip, omuzdan aşağısında dalga oluşturun ve dikkati saçın uçlarına çekin. İsterseniz Demi Moore gibi dümdüz, tek renk ve uzun kullanmak da yüzünüzü ince ve uzun göstermekte yararlı olacaktır.
 
Kalp yüzlere dolgun saçlar
Yüzünüzün alt kısmı dar üst kısmı geniş ise kalp şeklinde bir yüze sahipsiniz demektir. Bu yüz şeklinde en ideal saç kesimi; saçı çene hattına kadar düz indirip, çene boyunda hacimlenmesini sağlamak ve alnın bir kısmını saç modeliyle kapayarak üstteki orantısızlığı yok etmek olacaktır. Saçlarınızı hacimlendirmek için uzmanların önerisi Nivea Diamonds saç köpük serisini kullanarak işinizi kolaylaştırabilirsiniz.
 
Elmas oval yüzler katlı kesimlerden kaçınmalı
Bir elmas gibi ovalleşen yüzlerde yapılması gereken en iyi hareket köşeliği azaltmaktır. Uzmanlar, yuvarlak ve katlı kesimlerden kaçınmak gerektiğini özellikle belirtiyor. Saçları mümkün olduğunca uzun tutup, kulak hizasının altında biraz kat verip, dalgalarla hareketlendirerek kullanmak, bu yüz şekli için en ideal kesim olacaktır.

2014 Saç Renkleri

2014 Saç Renkleri
Saç bir kadında her şey demek. Tek bir kelime ile özetleyecek olursak. Bir kadında saç, birçok kusuru gizleyebildiği gibi, hiç kusursuz bir kadında kötü ve bakımsız olduğu takdirde tüm güzellikleri yok edecektir. Saçı genelleyecek olursak sadece modeli bu duruma karar veremez, modeli, bakımı, en çok da rengi etkiler görselliğini. Her saç modeline, her yüze ve her ten rengine göre insanların yüzüne en çok yakışacak olan saç rengi kesinlikle değişkendir.

                Saç renkleri arasından seçim yaparken doğru rengin belirlenmesine çok dikkat edilmeli. Aynı renkler gibi, ten renkleri de soğuk ve sıcak olmak üzere iki ana başlık altında toplanmaktadır. Bir parça gümüş ve bir parça altın sarısı yüzüğü yüzünüze tutarak hangisine yakın olduğunun ayırtına göre karar verebilirsiniz. Altına yakın ise sıcak, gümüşe daha yakın ise soğuk bir ten renginiz var demektir ve saç renkleriseçimleriniz de buna göre yapılmalıdır kesinlikle.
Bakır tonları, tarçın, zencefil, kumral ve kızıl tonlar, sıcak ten renkleri için en çok kullanılan ve beğenilen renkler. Kiraz, buğday ve bal rengi gibi renkler ise soğuk ten renkleri olarak sıralanabilir.

                Saç renkleri arasından seçim yaparken tek bakılacak kısıt tabii ki de ten rengi değil. Göz rengi de saçların rengiyle bütünlük oluşturmalı muhakkak. Eğer renkli gözleriniz varsa ve bunu ortaya çıkarmak istiyorsanız o zaman daha özel renkler tercih etmelisiniz.

Genellediğimizde koyu ve esmer tenli insanlara koyu saç rengi, sarı cilt tonu olanlara koyu kestane gibi zengin renkler, soluk ve açık tenlere ise hemen hemen her saç rengi uygundur. Pembemsi ten rengine sahip olanlar nötr tonları tercih edebilirler. Çikolata, kahve, bej gibi renkler önerilebilir.

Kadınlar İçin 10 Süper Besin

Kadınlar İçin 10 Süper Besin
Kırmızı et: Kırmızı etin kötü bir ünü vardır ancak çayırda beslenen ve yağsız bir hayvandan alınma bir dilim et çok faydalıdır. Son araştırmalara göre çayırda beslenen bir ineğin eti bir besi ineğinin etine göre, kanserle savaşan konjuge linoleik asit (CLA) açısından ve kalbinizin dostu omega 3 yağ asitleri açısından çok daha zengindir. Uzmanlar haftada 2-3 kez fileto gibi bir parça et yemenin çok yararlı olduğunu söylüyorlar.

Köri: Köri yaşam baharatıdır. Laboratuvar ortamlarında yapılan araştırmalara göre baharata rengini veren bir antioksidan madde kötü huylu tümörleri ve kanser hücrelerini ortadan kaldırır. Körü pek çok hastalığı tedavi eder. Alzheimer, miyelom, lenfoma, yumurtalık, meme ve pankreas kanserine iyi gelir. Ancak uzmanlara göre günde ne kadar körü tüketmeniz gerektiği ile ilgili bilgi henüz netlik kazanmamıştır.

Kuruyemiş: Uzmanlara göre Antep fıstığı diyabet riskini azalttığı için en sağlıklı yemiştir. Antep fıstığı protein, lif ve doymamış yağ açısından zengindir, tüm bunlar da vücudumuzdaki karbonhidrat emilimini yavaşlatan sebeplerdir. Her gün bir avuç Antep fıstığı yemek kolesterolünüzü dengeler, enerji veren B6 vitamini açısından vücudunuza yarar sağlar.

Kahve: Yaşadınız! Sabah kahveniz sağlıklıdır. Araştırmalar günde 2 fincan kahvenin kanser, Parkinson, alzeimer ve diyabet riskini azalttığını ortaya koymuştur. Kahvedeki antioksidanlar hücrelerinizi ve DNA’nızın hasara uğramasını engeller. Kahvenin kandaki antioksidan miktarını artırdığı da ispatlanmıştır.

Tam tahıllı ve yulaflı gıdalar: Kolesterolünüzü düşürmenin en kolay yolu tam tahıllı ve yulaflı gıdalar yemektir. Yulafın içerisindeki lifler bir jel meydana getirir, bu jel de vücudunuzun kolestrol emilimini azaltır. Kahvaltıda tahıllı ya da yulaflı gıda yiyen insanlar, bu gıdaların içerisindeki protein ve lif miktarının fazlalığı nedeniyle öğle yemeğini daha az tüketir.

Karides: Bir karides 90 kaloridir. Yağsız ve tamamen protein olması nedeniyle karides, yapacağınız diyetin başrol oyuncusu olabilir. Kabuğuna kırmızı rengi veren antioksidan madde sayesinde kalp hastalıklarını engeller. Karideste yüksek kolesterol olduğu için insanlar yemekten çekinir ama aslında kandaki kötü kolesterol seviyesini artıran yediğimiz şeylerdeki kolesterol değil trans yağlardaki kolesteroldür.

Kırmızı domates: Kırmızı domates kanser riskini ve kalp hastalıklarını azaltan likopen açısından çok zengindir. Araştırmalar, turuncu domatesin likopen emiliminin, kirmizi domates emilimden 2,5 kat daha yüksek olduğunu göstermiştir. Ayrıca domates A vitamini içerir.

Vişne: Vişne kan şekerini ve kolesterolü düşürür. Sağlıklı yaşam ve sıkı bir vücudun vazgeçilmezi egzersizlerin neden olduğu bu kas ağrılarını bir bardak vişne suyu içerek azaltabilirsiniz.

Çikolata: Bir parça siyah çikolata damarların tıkanmasını ve kalp hastalıklarını engeller. Her gün düzenli olarak çikolata yemek kan basıncını azaltmak için kullanılan beta blokerler ve ACE inhibitörleri gibi etki yapar. Çikolatanın içinde bulunan antioksidanlar kanserle mücadelede faydalı.

Bürüksel lahanası: Brüksel lahanası günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 100'ünü karşılar. Bağırsaklardaki ve akciğerlerdeki kanser hücrelerinin gelişimini engeller.

Doğurganlıkta beslenmenin önemi

Doğurganlıkta beslenmenin önemi
Çevresel koşullar, genetik yapı, hastalıklar, kullandığınız ilaçlar ve beslenme şekli doğurganlığı etkileyen en önemli unsurlardır.Doğurganlığı etkileyen başlıca unsurlar şunlardır:Tahıllar
Glisemik indeksi yüksek (kan şekerini hızlı yükselten ) basit karbonhidratlı besinlerden (beyaz pirinç, beyaz ekmek, patates vs..) kaçınılmalıdır. Karbonhidrat kaynağı olarak yumurtanın verimliliğini arttıracak olan tam tahıllı yiyecekler, kurubaklagiller gibi glisemik indeksi düşük kompleks karbonhidratlı besinler tüketilmelidir.

Taze sebze ve meyve

Taze sebze ve meyvelerin antioksidan içeriği oldukça yüksektir. Bu nedenle de doğurganlığı arttırıcı özellikleri vardır.

Folik asit

Bgrubu vitaminlerindendir. Bebekte anomali riskini azaltmaktadır. Besinlerden et, yumurta, yeşil yapraklı sebzelerde, kurubaklagillerde, tahıllarda bulunmaktadır. Ayrıca takviye olarak alınması da gerekmektedir.

Çinko

Yapılan araştırmalarda günde en az 15 mg Çinko alımı, erkeklerde sperm ve testosteronu, kadınlarda ise ovulasyonu ve doğurganlığı arttırabildiği görülmüştür. En iyi kaynakları , deniz ürünleri (istiridye, karides ,yengeç..), et, süt, yumurtadır ve kurubaklagillerdir .

Demir

Demir içeriği yüksek olan besinler doğurganlığı arttırmaktadır. Bazı çalışmalar düşük demir rezervlerine sahip kadınların gebe kalma olasılığının daha düşük olduğunu göstermektedir. Et, deniz ürünleri, yumurta, incir, üzüm ve koyu yeşil yapraklı sebzeler demir açısından zengindir.

Omega 3 (n-3)

Omega 3 yağ asitleri üreme organlarındaki kan akışını arttırarark , üreme hormonlarını düzenleyerek ve stresi en aza indirerek doğurganlığı arttırabilmektedir. Deeniz ürünlerinden somon, sardalya ve ringa balığı gibi yağlı balık larda bulunmaktadır. Haftada 2- 3 defa tüketilmesi önerilmektedir. Omega 3 yağ asitleri aynı zamanda keten tohumu, ceviz ve omega 3' le zenginleştirilmiş yumurtalarda bulunmaktadır. Yetersizliğinde doktor tavsiyesiyle besin takviyesi olarak da alınabilir.

Avakado

B6 vitamininden zengindir. Dolayısıyla serotonin salgılanmasını uyarır. Ayrıca E vitamininden zengindir. Erkeklerde testesteron salınımını arttırır.

Kaçınılması gerekenler :

- Yüksek miktarda civa alımı bebeğin sinir sistemi üzerinde olumsuz etki oluşturmaktadır. Bu nedenle civa içeriği yüksek olan balıkların (kılıç balığı, uskumru, kiremit balığı, orkinos, köpek balığı) ve kabuklu deniz ürünlerinin tüketimine dikkat edilmelidir.
- Trans yağ asitleri içeren işlenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.
- Asitli içecekler ve alkolden ve sigaradan uzak durulmalıdır.
- Kahve ve kafein içeren içeceklerin tüketimini sınırlandırılmalıdır. Günde ortalama 2 fincandan fazla tüketilmemelidir.
- Hormonal dengesizlere yol açan sıkını, üzüntü ve stresten uzak durulmalıdır.

Sıvı almak için susamayı beklemeyin

Sıvı almak için susamayı beklemeyin
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Cem Oktay, aşırı sıcakların yaşandığı şu günlerde sıvı alımının ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, "Sıvı almak için susamayı beklemeyin" dedi.

Doç. Dr. Cem Oktay, aşırı sıcaklara bağlı acil durumların, sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması olarak sınıflandırıldığını belirtti. Doç. Dr. Oktay, özellikle bebekler ve küçük çocuklar, 65 yaş üstü kişi kişiler, aşırı şişman kişiler, bakıma muhtaç hastalar, şeker hastaları, kalp ve hipertansiyon hastaları ile depresyon, uykusuzluk veya dolaşım bozukluğu için ilaç kullanan hastaların risk altında olduklarını söyledi. Doç. Dr. Cem Oktay, "Sıcak acilleri ile karşılaşmamak için öncelikle sıcak havalarda kendimizi korumamız önemlidir. Özellikle 11.00 ile 16.00 saatleri arasında güneş altında kalınmamalı, aşırı egzersizden kaçınılmalıdır. Mümkün olduğunca klimalı alanlarda vakit geçirilmelidir" diye konuştu.

Sıvı alımının ihmal edilmemesi gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Oktay, şu uyarılarda bulundu: "Sıvı almak için susamayı beklemeyin. Sıcak ortamda egzersiz yapıyorsanız, saatte 2 ila 4 bardak su için. Alkol ve kafein içeren içeceklerden aşırı miktarda almayın. Vücuda sıkıca yapışmayan bol, dökümlü, pamuklu ve açık renkli elbiseler tercih edilmelidir. Siyah, kalın veya kat kat giysilerden kaçınılmalıdır. Dışarı çıkmak zorunda iseniz geniş siperli şapkalar giymek ve gözlük takmak, şemsiye kullanmak, yüksek koruyucu faktörlü güneş kremleri sürmek yararlıdır. Sıcak bitkinliği belirtileri hissedilmeye başlanırsa, hemen serin bir ortama geçmeli, klima veya vantilatör yardımı ile serinlemeye çalışılmalı, sıvı alınmalıdır."

Sıcak krampları: Sıcak kramplarının kasların istem dışı ağrılı bir şekilde kasılması olduğunu kaydeden Doç. Dr. Cem Oktay, "Sıklıkla baldır, kol, karın ve sırt kasları kasılır. Sıcak havada aşırı egzersizle beraber terleme yolu ile sıvı ve tuz kaybı nedenidir. İlk yardımda hastayı istirahat ettirmek, serinletmek ve elektrolit-karbonhidrat karışımı içeren sıvılar içirmek ön plandadır" dedi.
Sıcak bitkinliği: Sıcak bitkinliğinin, yine egzersize bağlı terleme yolu ile aşırı sıvı ve elektrolit kaybı sonucu oluştuğunu söyleyen Doç. Dr. Oktay, "Belirtiler çoğu kez aniden başlar. Bulantı, kusma, halsizlik, kas krampları, baş ağrısı, bitkinlik ve aşırı terleme görülür. Ciddi bir durumdur, bir sonraki aşama olan sıcak çarpmasına hızla ilerleyebilir ve bu durum ölümcül olabilir. Sıcak bitkinliğinde hasta serin bir ortama alınmalı, yatırılmalı, serinletilmeli" diye konuştu.
Sıcak çarpması: Sıcak çarpmasının ise gerçek acil bir durum olduğunu belirten AÜ Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Cem Oktay, şöyle konuştu: "Artık santral sinir sistemi de etkilenmiştir. Bilinç değişikliği, sersemlik hissi, bayılma, sara nöbeti gibi belirtiler eklenir. Bu durumda vücut sıcaklığı 40 derecenin üzerine çıkar. Terleme durmuştur. Cilt çok sıcak ve kırmızıdır. Tüm organ sistemleri hızla iflas etmeye, çalışmamaya başlar. Solunum başlangıçta derin ve nabız hılı iken, tedavi başlanmazsa solunum yüzeyleşir ve nabız yavaşlar, zayıflar. Bu durumda hemen 112 aranarak ambulans ve sağlık ekipleri çağırılmalıdır. İlkyardım olarak hemen hasta soğutulmaya başlanmalıdır."

Yaz aylarında beslenme önerileri

Yaz aylarında beslenme önerileri
Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu, yaz aylarında doğal maden suyu ile taze sıkılmış veya ambalajlı meyve suyu, limonata veya ayranın birlikte tüketilmesinin hem susuzluk giderme hem de vücudun kaybettiği mineral ve vitaminlerin yerine konması açısından faydalı olacağını bildirdi.

Prof. Dr. Hayoğlu, hava sıcaklığının artmasıyla birlikte insanlarda sıvı kaybının da arttığını, bu durumun vücudun mineral dengesini bozduğunu söyledi.

Halsizlik ve tansiyon problemlerinin yanı sıra isteksizlik ve verim kaybına neden olan bu durumun önlenmesi, enerjik, sağlıklı ve verimli bir gün geçirebilmek için yaz aylarında beslenmeye, özellikle de sıvı ve mineral dengesinin korunmasına dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Hayoğlu, yaz aylarında vücudun kaybettiği su, mineral ve vitaminlerin mümkün olduğu kadar çabuk yerine konması gerektiğini belirtti.

Bunun için yetişkinlerin günde en az 2-2.5 litre sıvı alması gerektiğini vurgulayan İbrahim Hayoğlu, şunları kaydetti: "Sıvı alımında meyve suyu, sıcak ve soğuk çaylar, bitkisel çaylar, ayran, limonata ve doğal maden suları tercih edilmeli. Yapısında bol miktarda su içeren karpuz da yaz meyvesi olarak çok faydalı olmasının yanında susuzluk gidermede ve serinlik verme açısından çok yararlıdır. Özellikle yaşlı ve çocuklarda susuzluk hissi zayıf olduğundan bu kişilere bol su içirilmesi sağlık açısından önemlidir. Yaz aylarında doğal maden suyu ile taze sıkılmış veya ambalajlı meyve suyu, limonata veya ayranın birlikte tüketilmesi hem susuzluk giderme hem de vücudun kaybettiği mineral ve vitaminlerin yerine konması açısından çok faydalı olacaktır."

"Ağır yiyeceklerden uzak durmalı"

Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu, sağlık açısından sıcak yaz günlerinde ağır yağlı yiyeceklerden de uzak durulması, bunun yerine taze sebzelere dayalı hafif yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi.

Söz konusu dönemde bol meyve tüketimi azar azar ancak ara öğünler oluşturularak dengeli beslenilmesi tavsiyesinde bulunan Hayoğlu, "Ara öğünlerde elma gibi meyvelere ağırlık verilmesi ve bol sıvı alınması gerekmektedir. Ayrıca sıcak yaz günlerinde fazla şıralı olmayan tatlıların veya ağırlıklı olarak hafif sütlü tatlıların tüketimi daha uygun olacaktır" dedi.